BASINDA: YeniKiraz-Çeşme Projesi Basın Açıklaması

BASINDA: YeniKiraz-Çeşme Projesi Basın Açıklaması

TARİH: 05 Haziran 2023

BASINDA: yenikiraz


Doğa alanları turizme kurban ediliyor

TMMOB'de bir araya gelen onlarca dernek ve 105 sivil vatandaşın yanı sıra İBB Başkanı Tunç Soyer'in katıldığı toplantıda, şehrin doğa harikalarının kanuna aykırı şekilde turizme kurban edildiği belirtildi.


Fotoğraf: yenikiraz


Turgay KILIÇ / Yenikiraz.com

İzmir Barosu, TMMOB, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP, 105 sivil vatandaş, Batı Urla Köyleri Çevre Koruma ve Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği, Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Güzelleştirme ve Koruma Derneği, Doğa Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği ve İzmir Yaşam Alanlarının bir araya gelerek Çeşme Turizm Alanı Genişletme ve Doğal Sit Kararının İptali davalarındaki gelişmeler için bir basın açıklaması gerçekleştirildi.


Türkiye Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nde bir araya gelen dernekler, sivil vatandaşların yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer de vardı.


Açıklamada korunması önemli sit alanlarının turizme elverişli hale getirildiği üzerinde duran İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, şunları aktardı:

"Daha önce 13.09.2019 gün ve 30887 Sayılı RG de yayınlanan İzmir, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi sınırları çok daha genişletilerek; 12 Şubat 2020 gün ve 31037 Sayılı RG de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile sınırlar yeniden belirlenmiştir. 

Bu yeni kararla birlikte, güneye doğru orman olarak tescilli alanlar, kıyılar, deniz alanı ve koruma alanları, mera alanları, tarım alanları ve hatta Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 adet turizm alanı ile birlikte Yarımadanın yüzde 40'ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmek suretiyle, bu alanda bir üst hakkı ve kullanım olanağı yaratılmak istenmiştir. 


Fotoğraf: yenikiraz


"Yürütmenin durdurulması talebimizi reddetmişti"

"Kararın iptali için Danıştay 6.Dairesinin 2020/3285 E sayılı dosyasına kayden açmış olduğumuz davada, 27 Ekim 2022 tarihinde, bölgede keşif yapılmış ve seçilen bilirkişiler; şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve 2.292 hektar deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiğini, Çeşme KTKGB sınırlarının kara bölümünde kalan alanın % 65 inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya, kullanmaya, geliştirmeye kesinlikle açılmaması gereken "nitelikli alanlarından oluştuğu, 16.000 hektarın üzerindeki bir alanın tümüyle halka kapatıldığı, "gerekçe raporu" ve "kapsam belirleme raporunun" gerçekleri yansıtmadığını ve alan belirleme kararında "kamu yararı" bulunmadığını belirterek 190 sayfadan oluşan raporlarını Daireye teslim etmişlerdir.


Her derecede mahkemeler, davanın konusu, özel araştırma ve teknik bilgiyi içeren konularda, bilirkişi incelemesine başvururlar, bu davada bu yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Ancak bu davada Danıştay Dairesi, her nedense hukuki gerekçesi ile elde edilen bu rapora uymadıklarını belirterek, Daire Başkan yardımcısının muhalif oyu ve oy çokluğu ile yürütmenin durdurulması talebimizi reddetmişti."


'Hukuka aykırı davanın reddi kararı'

"Dairenin bu red kararının kaldırılması ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için başvurduğumuz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), bilirkişi raporunu da değerlendirmeye alarak, Danıştay 6. Dairenin red kararını kaldırmış ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Kurul kararında, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, uygulanması halinde giderilmesi güç veya imkansız zararlar doğmasına yol açacağı tespit edilmiştir.

DİDDK'nin yürütmeyi durdurma kararındaki maddi ve hukuki koşullar hiç değişmediği halde, Danıştay 6.Dairesi, "hukuki belirlilik", "hukuki istikrar" ve "hukuki öngörülebilirlik" ilkelerini de yok sayarak açıkça hukuka aykırı olan davanın reddi kararı vermiştir. Kararın ikiye karşı üç oyla oyçokluğuyla alındığını da vurgulamak isteriz.

Karar gerekçesinde özetle, sınır belirleme kararında ileri sürülen gerekçelerin, daha sonraki işlemler sırasında incelenebileceği, idarenin yönetmelikler gereği hazırladığı gerekçe raporunun yeterli olduğu, İzmir Büyükşehir belediyesinin ve yanında pek çok kurumun olumsuz görüşünün irdelenip ilişkilendirmeden, bir genel doğru kabulü ile davamızın reddine karar vermiş bulunmaktadır. Karar 24 Mayıs günü tarafımıza tebliğ edilmiş olup, seçim öncesi ve konunun kapsamlı olması sebebiyle ancak bugün açıklama fırsatı olmuştur.


Kararda temyiz hamlesi

Kararı tüm müvekkillerimiz adına temyiz ediyoruz. Temyiz talebimiz, daha önceki yürütmenin durdurulması kararını veren Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu tarafından incelenecektir. Kararın bozulması yönünde sağlam hukuki gerekçeler, yargılama aşamalarında elde edilmiştir. Umarız hukuka uygun karar verilir, hak ve adalet yerini bulur.

Diğer yandan; Çeşme KTKGB Kararı ile belirlenen alanda, Çeşme ve Urla İlçelerinin bir kısmını kapsayan 38.Grup(Karaköy-Zeytineli Etabı) Doğal SIT Alanında daha önce belirlenen alan için İzmir 2.İdare Mahkemesinde bakılan davadaki verilen karar uygulanmadan, Çeşme KTKGB kararına elverişli yeni bir karar alınmış ve örneğin Carufa Adası, iki ayrı SIT bölümünde sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım doğal SIT derecesine dönüştürülmüştür.

Bu doğal SİT Derecelendirme kararının iptali için de yine İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2012/2325 E numaralı dosyasına kayden bakılan davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde, N 1, N2, N3, N4 ve N5 poligonları ile belirlenen alanlardaki nitelikli alan derecelendirilmesinin uygun olduğunu ancak, S1, S2, S3 ve S 4 numaralı poligonlar ile belirlenen alanlardaki sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanının, bölgelerin niteliği, kullanımı ve sahip oldukları özel ekolojik değerleri yönünden "nitelikli Koruma alanı" özellikleri taşıdığı için, SİT derecelendirme kararının doğru olmadığını, aynı zamanda, poligonların SİT sınırlarının doğal veya yapay eşiklere göre belirlenmediğinin görüldüğü belirtilerek, "sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı" doğal SİT olarak tespit edilen alanların yapılaşmasına izin verilebileceği göz önüne alındığında, uygulanması halinde davacı nezdinde telafisi güç zararlara yol açabileceği ve dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık olması nedeniyle, yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Her iki karar birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizde, bu kadar büyük bir alan için yürütülen işlemlerin, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları doğrultusunda, sorumluluk içinde hareket ederek, büyük ölçüde kamu zararının oluşmasına neden olunmaması için durdurulması gerekmektedir. 

2577 Sayılı Yasanın 50/5.maddesine göre; "Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur" Yasanın bu amir hükmü gereğince ve yürütmeyi durdurma kararını değiştirecek nitelikte maddi ve hukuki değişiklik olmadığından Danıştay 6.Dairesi kararının DİDDK tarafından bozulacağı bellidir.

DİDDK'nin yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay 6.Dairesi'nin davanın reddi kararı ile ortadan kalkmıştır. Bunun fırsat olarak görülüp, temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır. 

Ülkemiz, İzmir, Çeşme ve Urla halkına, basına, kurumlara, devletin ilgili birimlerine, saygı ile duyururuz."